top of page
Untitled design (1).png

Trump'ın Gazze İçin Barış Planı

  • Yazarın fotoğrafı: Ahsen Kahveci
    Ahsen Kahveci
  • 6 Eki
  • 2 dakikada okunur

07/10/2025

Editör: Ahsen Kahveci


Amerika Başkanı Donald Trump Beyaz Saray'da İsrail Başbakanı Netanyahu ile ortak bir basın açıklaması yaptı. Planını "Barışı getirecek." diye sunan Trump ardından Beyaz Saray'ın çıkışında gazetecilere “Dört gün içinde Hamas'tan yanıt bekliyoruz. Aksi halde çok üzücü bir son olur." dedi.

Peki bu bir ultimatom muydu yoksa bir barış fırsatı mı?

ree

Trump'ın Gazze için barış planı 20 maddeden oluşuyor: 72 saatlik esir takası, uluslararası istikrar gücü ve Trump'ın başkanlığında bir barış kurulu var. Masada ne yok dersiniz ? Hamas.

Hamas, sürece dahil edilmediğini planın kendilerine resmi kanaldan verilmediğini iletti. Sözcü Tahir Elnunu, “Müzakerelerde yoktuk.” diyerek plana gölge düşürdü.


Gazze halkından gelen sesler ise "Ne Trump'a güveniriz ne de Netenyahu'ya" oldu. Halkın gözünde iki taraf da güvenilir değil. Sığınakların, yıkılmış binaların ve yardım kuyruklarının arasından içinden yükselen bu sesler, yılların güvensizliğini ve halkın çaresizliğini yansıtıyor.

Son resmi verilere göre Gazze’de 66.000’den fazla insan hayatını kaybetti. Bazı esir aileleri, kendi başbakanlarına değil de Trump’a güven duyduklarını açıkça dile getiriyor. Çünkü onlar için barış, Netanyahu’dan değil Washington’dan gelecek olan haber olarak görünüyor. Ancak İsrail iç siyaseti karışık: Aşırı sağ bir Filistin devleti fikrine kesinlikle karşı çıkarken, toplumun diğer kesimi artık barış diyor.


Beyaz Saray’dan açıklanan 20 maddelik plan, barış vaadiyle dolu. İşte öne çıkan başlıklar:

  • İsrail ordusu belirli hatlara çekilecek, bombardıman duracak.

  • 72 saat içinde tüm İsrailli esirler serbest bırakılacak. Karşılığında 250 hükümlü ve 1.700 Gazzeli salınacak.

  • Hamas yönetimden çekilecek, silah bırakanlara genel af uygulanacak.

  • Çok uluslu bir askeri birlik Gazze’ye yönlendirilecek.

  • Gıda, ilaç, su ve altyapı desteği hızla artırılacak.

  • “Özel ekonomik bölge” ile yatırım ve istihdam yaratılacak.


Planın bir başka boyutu da kültürel ve dinsel olarak karşımıza çıkıyor. Müslümanlar ve Yahudiler arasında önyargıları kıracak, anlatıyı değiştirecek projelerden bahsediliyor.

Plan “Kimse zorla çıkarılmayacak.” derken “Gazze’den kimse zorla gönderilmeyecek.” diye de güvence veriyor.


Uluslararası istikrar gücü ile İsrail ordusu arasında bir çatışmayı önleme hattı kurulacağı söyleniyor. Ancak bunun nasıl işleyeceği, kimin sözünün geçeceği belirsizliğini hâlâ koruyor. Filistinliler bu sözü geçecek kişiye güvenebilecekler mi? İşte bu büyük bir tartışma konusu.


(Bu yazı ve daha fazlasını İrep Çakır’ın anlatımıyla dinlemek için The Voice of Canada kanalına bekliyoruz.)


 
 
 

Yorumlar


bottom of page