Kanada’nın Geleceği Güneyde mi, Kuzeyde mi? Arktik Üzerinden Yeni Bir Yol Ayrımı
- Ahsen Kahveci

- 15 Ara
- 3 dakikada okunur
15/12/2025
Editör: Ahsen Kahveci
Bir süredir Kanada’da öyle gelişmeler yaşanıyor ki “Kanada kalmadı, Arktika verelim” gibi ironik bir cümle aslında bu ülkenin içine sıkıştığı ekonomik ve jeopolitik tabloyu düşündüğümüzde hiç de anlamsız kalmıyor. Kanada bugün belki de tarihinde ilk kez Amerika’nın baskısı, Trump’ın baskıcı gücü, ekonomik durgunluk, yeni uluslararası pazarlar bulabilme telaşı, NATO’ya ve aslında Trump’a verilen sözlerle artan savunma
harcamaları ve Arktik’te yani kuzey kutbunda
gerçek bir güç mücadelesi ile aynı anda sınanıyor.

Kanada’nın geleceği güneyde mi, kuzeyde mi?
Kanada ekonomisi uzun zamandır doğal kaynak ihracatına, emlak piyasasına ve Amerika’yla olan dev ticaret hacmine yaslanmış bir ekonomi üzerine kuruldu. Fakat bugün konut fiyatları uçmuş durumda, satın alınabilirlik tarihin en kötü seviyesinde. Market rafları, kira fiyatları, enerji maliyetleri yükseliyor ve maaşlar bu artışı yakalayamıyor. Başbakan Carney boşuna “Build big, build bold, build now” sloganıyla yeni bir Kanada ruhu yaratmaya çalışmıyor. Ancak tablo ortada. Genç nüfusa bakıldığında, üniversite sonrasında büyük şehirlerde yaşamayı karşılayamıyorlar; akın akın Amerika’ya göç ediyorlar. İşte bu tablo, Kanada’nın “yeni pazarlar” arama ihtiyacını artık bir seçenek olmaktan çıkarıp zorunluluk haline getiriyor.
Trump’ın sahneye girdiği yer de tam olarak burası. Geçen hafta Trump’ın Kanada’yı “51. eyalet” bile değil, doğrudan bir “vassal state” yani bağımlı devlet olarak gördüğüne dair bir tartışma Amerika’da alevlendi. Aslında Kanadalı bir medya kişiliği olan Dean Blundell, Birleşik Devletleri’nin yeni açıklanan ulusal güvenlik stratejisine atfen böyle bir makale yazdı. Blundell, Trump’ın “Kanada bir tabi devlettir ve hem potansiyeli hem de egemenliği Amerika’ya ulusal güvenlik tehdididir.” dediğini ileri sürdü. Trump’ın bu sözleri sarf ettiğine dair bir kanıt yok; ancak bu Ulusal Güvenlik Stratejisi dokümanı bunu kanıtlıyor diyor tartışmayı körükleyenler. Yine de stratejide Kanada’nın rolü, özellikle Trump ekibinin bakışında çok net.
Strateji dokümanı diyor ki: “Kanada, Amerikan çıkarlarıyla çelişemez, Ekonomik ve askeri olarak Amerika’ya bağımlı kalmalıdır.” Bu, Kanada açısından şu anlama geliyor: Amerika ile ticaret savaşına girmek mümkün değil ve savunma politikalarını bağımsız belirlemek neredeyse imkânsız.
Bu arayışın haritada parlayan adresi Arktik, yani Kuzey Kutbu. Kanada, dünya Arktik bölgesinin üçte birine sahip olmasına rağmen buraya kamu yatırımlarının yalnızca yüzde ikisini ayırıyor. Buna karşılık Rusya kuzeyi askeri ve ticari bir koridora dönüştürürken, ABD Alaska’yı stratejik bir üs haline getirdi; Çin ise kendini “Arktik’e yakın devlet” ilan ederek bölgeyi küresel ticaretin geleceği olarak görüyor.
İki milyon kilometrekarelik Nunavut’ta yalnızca 40 bin kişi yaşıyor; altyapı zayıf, yaşam maliyetleri yüksek. Buna rağmen turizm, balıkçılık, yeni deniz rotaları ve enerji kaynakları Kanada için büyük fırsatlar sunuyor. Ancak asıl mesele egemenlik: ABD ve Çin, Kanada’nın Kuzeybatı Geçidi üzerindeki kontrolünü tanımıyor ve burayı uluslararası su yolu olarak görüyor.

Ekonomiyi kurtarmak için kuzeye dönmek zorunda olan Kanada, şu anda Amerika’nın gölgesinde, Çin ile sorunlu, Avrupa ile sınırlı, iç ekonomide krizde ve güneyde sıkışmış bir ülke konumunda.
Bugün Kanada bir yol ayrımında. Güneye dönse Amerika’ya Trump’ın gölgesi çöküyor; Amerikan ekonomisine bağımlılık ve ekonomik belirsizlik Kanada’yı sarsıyor. Kuzeyde ise yeni ticaret yolları, doğal kaynaklar, yerli halklarla daha güçlü bir ortaklık kurabilme şansı ve uluslararası arenada ağırlığını artırabilme umudu bulunuyor. Bu nedenle Kanada’nın geleceğinin kuzeyde, kutupta yazılacağını düşünüyorum.
Ottawa yıllardır Arktik’i “barış bölgesi” olarak tutmak, çevresel korumayı güçlendirmek ve bölgedeki egemenlik iddialarını diplomasiyle pekiştirmek istiyordu. Ancak bugün buzlar hızla erirken, Rusya üsler kurarken, Amerika Trump’la sahneyi kapmışken Arktik Konseyi Kanada için artık bir vitrin değil; varoluşsal bir platform.
Kanada’nın burada bir hedefi var: Kendi kuzeyini hem dünyaya hem rakiplerine hatırlatmak.
Ancak kararını net vermeli ve net bir şekilde harekete geçmeli artık. Kuzeye bakıp “Burası büyük harflerle benim mi?” diyecek, yoksa “işte benim” mi?
(Bu konuyu ve daha fazlasını İrep Çakır’ın anlatımıyla izlemek ve gelişmelerinden haberdar olmak için The Voice of Canada YouTube kanalına davetlisiniz.)
.png)




Yorumlar