Kanada'da Göçmenlik Belirsizliği
- Ahsen Kahveci
- 8 Eki
- 3 dakikada okunur
08/10/2025
Editör: Ahsen Kahveci
Kanada'da 5 milyon kişiye ne olacak? Göçmenlik sistemi ciddi bir krizin eşiğine gelmiş bulunuyor.
Geçici oturumlu 5 milyon kişi süresi dolmuş vizelerinin, öğrenim ve çalışma izinlerinin ya da bu yıl sonuna kadar süresi dolacak oturum izinlerinin belirsizliğini yaşıyor. Kanada’da aynı çaresizliği paylaşan 5 milyon kişi var ama hükümetin hâlâ bir planı yok. Ev kiraları fırlamış, işsizlik artmış, sağlık sistemi tıkanmış durumda. Ancak hükümetin ülkede kalma süresi bitmiş ya da bitmek üzere olan geçici oturumlu insanları ne burada tutmaya dair bir planı var ne de göndermeye dair bir iradesi.
Peki bu insanlara ne olacak? Kanada neye karar verecek ve bu karar hepimizi nasıl etkileyecek?
Kanada parlamentosunda göçmenlik krizine dair gerilim geçtiğimiz Haziran ayında yaşandı. Muhafazakâr Parti vekilleri, Göçmenlik Bakanı Lena Metlege Diab'ı iğneleyici bir dille eleştirdi.
Özellikle Calgary North Hill milletvekili Michelle Garder’ın gündeme getirdiği üç madde vardı:
2024 yılında 500.000 uluslararası öğrenciye vize verildi. ( Halifax şehri kadar bir nüfus anlamına geliyor.)
180.000 geçici yabancı işçi daha ülkeye geldi.
5 milyon kişi süresi dolmuş ya da dolmak üzere olan vizelerle hâlâ Kanada’da.

Bakan Diab ise rakamların yanıltıcı olduğunu savundu. Ancak muhalefet, bu verilerin bizzat Göçmenlik Bakanlığı’nın resmi internet sitesinden alındığını belirterek bu yargıyı çürüttü.
Vekiller şu soruları sıraladı: Konut krizi varken, işsizlik artarken, sağlık sistemi çökerken nasıl bu kadar insan ülkeye alınabilir? Kanadalılar iş arıyor, ev arıyor, randevu alamıyor. Bakan Diab, rakamların abartılı olduğunu yinelemekten ileriye gidemedi. Sistemsel bir soruna dikkat çekecek olursak, Göçmenlik Bakanlığı ile Sınır Güvenliği Ajansı arasında yeterli veri paylaşımı yok. Yani Kanada kaç kişiyi ülkeye aldığını biliyor ama kaç kişinin ülkeyi terk ettiğini bilmiyor. Kanada'da göçmenlik belirsizliği gün geçtikçe adeta çığ etkisiyle büyüyor.
Veriler oldukça çarpıcı: 2024 yılında yalnızca 240.000 yeni konut inşa edildi. Ancak CMHC’ye göre 2030’a kadar 3,5 milyon konuta ihtiyaç var. Ortalama ev fiyatı 750.000 doları aştı. Toronto ve Vancouver’da kiralar yılda %15’e kadar artıyor.İşsizlik oranı gençlerde %13’ün üzerine çıkmış durumda. Uluslararası öğrencilerin haftada 24 saate kadar çalışabilmesi, iş piyasasında rekabeti artırıyor. Sağlık alanında ise ameliyat bekleme süresi ortalama 25 hafta. 2030’a kadar 90.000 sağlık personeline ihtiyaç var. Geçici oturum sahiplerinin büyük kısmı Kanada’da kalmak istiyor. Birçoğu genç, eğitimli, çalışkan. Ancak ne vizeleri uzatılıyor, ne de net bir yol haritası çiziliyor. Yaklaşık 1 milyon kişi vizesi bitmiş olmasına rağmen burada çalışamıyor, sağlık hizmeti alamıyor, yasal risk altında yaşıyor. Uluslararası öğrenciler yüksek öğrenim ücretlerini ödediler, geçici işçiler tarım, balıkçılık ve imalat gibi sektörlerde Kanada’yı ayakta tuttular. Ancak şimdi görünmeyen bir sınıfa dönüştüler.,
Bu kriz sadece bir göç politikası meselesi değil, aynı zamanda toplumsal barış ve ekonomik istikrar meselesi. Uluslararası öğrenciler Kanada ekonomisine yıllık 15 milyar dolar katkı sağlıyor. Ancak kontrolsüz göç akışı, konut talebini patlatıyor, bazı sektörlerde ücretleri baskılıyor ve genel ekonomik dengeleri tehdit ediyor.
Toplumsal etkiler gitgide büyürken sosyal medyada da göçmen karşıtı söylemler artışa geçmiş durumda.
Sorun göçmenlerde değil SİSTEMDE
Bu süreçte bazı sivil toplum kuruluşları, 1973’teki af modeline benzer bir öneri sundu: Süresi dolmuş vizelilere statü verilmesi. Ancak hükümet bu öneriyi, düzensiz göçü teşvik edebilir gerekçesiyle reddetti.Göçmenlik Bakanlığı başvurulara yanıt vermekte gecikiyor. Dijital iletişim altyapısı yetersiz, birebir iletişim imkansız. Vatandaşlar sadece çevrim içi formlar yoluyla ulaşabiliyor.
Çözüm önerilerine baktığımızdaysa uzmanlara göre beş ana adım öne çıkıyor:
Her yıl en az 500.000 yeni ucuz konut hedeflenmeli.
Vizelerin yenilenme süreci dijitalleştirilmeli.
Göçmen yükü büyük şehirlerden ülke geneline yayılmalı.
Göçmenlerin sağlık ve inşaat gibi sektörlere kalıcı olarak entegre edilmesi sağlanmalı.
Halka şeffaf, güven veren bir iletişim kampanyası yürütülmeli.
Aksi takdirde ev fiyatlarının 2035’te 1 milyon doları geçmesi, sağlık bekleme sürelerinin iki katına çıkması bekleniyor. Ve en önemlisi, toplumun devlete olan güveni zedeleniyor. Hükümet hâlâ ne yapacağını bilemiyor. Bu, sadece göçmenlerin değil, ülkede yaşayan herkesin meselesi.
(Bu yazı ve daha fazlasını İrep Çakır’ın anlatımıyla dinlemek için The Voice of Canada kanalına bekliyoruz.)
Yorumlar